Vehbi Koç Vakfı Ansiklopedisi size en iyi hizmeti sunabilmek için çerez kullanmakta. Onaylamanız durumunda çerez kullanımını kabul etmiş olacaksınız. Çerez kullanımı ile ilgili detaylı bilgi için tıklayın.

Arsel, Nusret

Arsel, Nusret (d. 9 Ekim 1922, Adana - ö. 18 Ocak 2014, İstanbul), 1953-2014 yılları arasında Koç Holding şirketlerinde üst düzey yönetici olarak görev yapan hukukçu ve iş adamı. Vehbi Koç ile Sadberk Koç’un büyük kızı Semahat Arsel’in eşidir.

Mehmet ve Zeynep Arsel’in ikinci oğlu olarak Adana’da dünyaya gelen Nusret Arsel, ilkokula Antalya’da başladı (1929). Babasının Vehbi Koç’a ait Koçzade Ahmet Vehbi Firması’nda çalışmaya başlaması üzerine ailesi Ankara’ya taşınınca (1932) ilkokulu orada bitirdi (1934). Ortaöğrenimini Gazi Lisesi’nde (1942) tamamladıktan sonra Ankara Hukuk Fakültesi’ne girdi. Üniversite öğrenimi sırasında önce Devlet Demiryolları’nda, ardından Merkez Bankası’nda çalıştı. 1946’da üniversiteden mezun olan Arsel, ertesi yıl hukuk doktorası yapmak üzere Paris’e gitti. Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde sürdürdüğü çalışmaların sonucunda, “İsveç’te I. Dünya Savaşı Sonrasında Çalışma Koşulları” başlıklı teziyle Nisan 1951’de hukuk doktoru unvanını aldı.

Dr. Arsel, aynı yıl Türkiye’ye dönüşünde iki ay süreyle ABD Askeri Yardım Teşkilatı’nda (JUSMMAT) çevirmen olarak çalıştı. İzmir ve Ankara’da avukatlık stajını yaptıktan sonra askerlik hizmetini de Ankara’da tamamladı. Terhisinin ardından Vehbi Koç’un teklifini kabul ederek Mart 1953’te Koç Ticaret’te Hulki Alisbah’ın yardımcısı olarak çalışmaya başladı. 5 Ocak 1956’da Semahat Koç’la evlendi.

[Çalışma Bakanlığı’nda eğitimime uygun bir işte çalışma talebimin kabul edilmemesi üzerine duyduğum] üzüntüyle bakanlıkların bulunduğu semtten ana bulvara çıktım. Büyük bir karamsarlıkla Kızılay’a doğru yavaş yavaş inmeye başladım. Yaşadığım gayretli ve son derece sıkıntılı yıllar, bir sinema şeridi gibi gözümün önünden geçti. Yaklaşık 15 dakika sonra kulağıma, uzaktan “Nusret, Nusret” diye bir ses geldi. Ses, sağ tarafımda Çankaya’ya yönelmiş siyah renkli bir otomobilden geliyordu. Otomobilin ön yan camında elini sallayan şahsın Vehbi Bey olduğunu gördüm. Yanına yaklaştım. Arabayı kendisi kullanıyordu.

Ellerinde bugün dahi gayet iyi hatırladığım, üzeri delikli deri eldivenler vardı. Çok tatlı ve müşfik bir tonla bana “Nusret, bu ne hal? Gemilerin mi battı, çok üzgün görünüyorsun” dedi. Beni, sanki kâbus dolu bir uykudan uyandırmış gibiydi. Kendimi toparladım. Ayaküstü, Çalışma Bakanlığı’na yaptığım iş başvurusunun reddedildiğini anlatarak, sebebin bu olduğunu söyledim.

Beni arabasına davet etti. Ticaret Bakanlığı’nda yarım saatlik bir görüşmesi olduğunu belirterek, daha etraflıca sohbet etmek istediğini, bu nedenle de arabada kendisini beklememi istedi. Zannediyorum ki 20 dakika sonra döndü ve birlikte Ulus Meydanı’nda Koç Ticaret’teki odasına geldik. Öğlen vaktiydi. Vehbi Bey, en son dört beş sene önce karşılaştığımızı hatırlatarak, “Yanılmıyorsam o zaman, hem Merkez Bankası’nda çalışıyor hem de Hukuk Fakültesi’ne devam ediyordun. Sonra ortadan kayboldun. Askere gittiğini, evlendiğini veya Ankara dışında bir iş bulduğunu düşünmüştüm” dedi.

Kendisine fakülteyi bitirdikten sonraki dönemi kısaca özetledim. Vehbi Bey gayet dikkatli bir şekilde dinledi; hikâyemin, bakanlık müsteşarından daha çok ilgisini çektiği açıktı. Zaman zaman kısa notlar aldı. Sonra da Zevk Lokantası’nda yemeğe davet etti ve İlhan’a (Arsel) da haber verdi. Üçümüz çok keyifli bir yemek yedik, bu olumlu hava sıkıntımı bir anda dağıttı.

Yemek sonrası tekrar bürosuna döndük. Bana “Nusret, şimdi seninle iş konuşalım. (İlhan da konuşma sırasında bizimle beraberdi.) Yarın bende 500 lira aylıkla işe başlayacaksın” dedi. Hiç beklemediğim böyle bir teklif karşısında çok şaşırmıştım. Ancak bir anda kendimi toparlayarak kendisine “Vehbi Bey, herhalde halime üzüldünüz. Belki de acıdınız ve beni memnun etmek için böyle bir öneri yaptınız” dedim. Sonra da sözlerimi şöyle sürdürdüm: “Teşekkür ederim, ancak üstleneceğim görevde nasıl faydalı olabileceğimi, yetki ve sorumluluklarımın neler olduğunu, önceden yazılı bir notla bildirirseniz ben de ona göre sizleri memnun etmek isterim” dedim. Vehbi Bey beni sabırla dinledi ve teklif ettiği iş hakkında nihai bir karar verebilmem için Koç Ticaret’in Genel Müdürü Hulki Alisbah Bey ile daha etraflıca bir görüşme yapmamı tavsiye etti.

Tabii ki Vehbi Bey’in dediği oldu ve bir hafta sonra Hulki Bey’i ziyaret ettim. Beni çok dostane bir şekilde karşıladı. Yaklaşık bir saat görüştük. Bu suretle, Koç Ticaret’te Sayın Hulki Alisbah’ın yardımcısı ve ikinci derece imza yetkisiyle, aylık net 500 TL ücret ve yılda 15 günden başlayacak senelik izin ile Vehbi Koç ve Hulki Alisbah’ın odaları arasında, benim için hazırlanan odada 1953 yılının Mart’ında işe başladım.
Nusret Arsel, Ana Duası, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2012, s. 61-62

1958 sonunda Vehbi Koç’la birlikte Koç-Siemens ortaklığı olan Simko Ticaret ve Sanayi AŞ’nin kurucuları arasında yer alan Arsel şirketin genel müdür yardımcılığı görevini de üstlendi. Simko’nun 1959 yılı başında faaliyete geçmesinden sonra Siemens’te staj yapmaya Münih’e gitti. 1960 sonunda stajını tamamlayarak İstanbul’a döndü. Ocak 1964’te Simko genel müdürlüğüne getirildi. Aynı yılın Ağustos ayı başında Mudanya’da temeli atılan kablo fabrikası bir yıl sonra tamamlanarak Türk Siemens Kablo ve Elektrik Sanayii AŞ adıyla üretime geçti.

1982’de Fransa Cumhurbaşkanlığı’nın “Türkiye-Fransa ilişkilerinin sıkılaşmasına ve eşiyle birlikte kültür ve sanatın gelişmesine katkıları” nedeniyle Ulusal Liyakat Nişanı verdiği Arsel, Simko genel müdürlüğünde 20. yılını doldurduğu 1984 yılında “Türk-Alman ilişkilerinin pekişmesi yönündeki katkıları dolayısıyla” Almanya Federal Cumhuriyeti Büyük Liyakat Nişanı’yla ödüllendirildi. Ekim 1982’de üstlendiği Malezya fahri başkonsolosluğu görevini yaşamının son günlerine kadar sürdürdü. Kendisine 1991 yılında Malezya Sultanlığı tarafından Dato unvanı ve nişanı verildi.

Nusret Arsel 1986 yılı sonunda emekli oluncaya kadar Simko ve Türk Siemens Kablo ile bağlı şirketleri Etmaş ve Hataş’ta genel müdürlük ve Yönetim Kurulu başkanlığı yaptı. Ayrıca Migros, Beko Elektronik, Tat Konserve, Tat Tohumculuk, Maret, Pastavilla, SEK, Simtel, RAM Dış Ticaret, İzocam, Türk Demir Döküm gibi Koç Topluluğu şirketlerinde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev aldı. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Enerji Komitesi üyesi olarak 12 yıl Uluslararası Ticaret Odası (International Chamber of Commerce; ICC) yıllık konferanslarına Türkiye’yi temsilen katılıp ICC Enerji Komisyonu’nda görev yaptı. Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve Türk Lions’unun kurucuları arasında yer alan Arsel, emekli olduktan sonra sigorta acenteliği şirketi Aransem’i kurdu, bazı Koç Holding şirketlerindeki Yönetim Kurulu üyeliklerini de sürdürdü. 

Nusret Arsel tarımsal üretimin, özellikle de soya üretiminin geliştirilmesi konusuna ilgi duydu ve çeşitli gazete makaleleriyle konuya ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdi. 1987 yılında başlayan Tat Tohumculuk Yönetim Kurulu başkanlığı görevini uzun yıllar sürdürdü.
 
İstanbul Nişantaşı’nda eski Güzelbahçe Hastanesi’nin yerinde, Semahat ve Dr. Nusret Arsel'in 10 milyon dolarlık bağışıyla yaptırılan ve 2002’de tamamlanan hemşirelik okulu binasına onların adı verilmiştir. Gene Semahat ve Dr. Nusret Arsel’in oluşturduğu 1 milyon dolarlık fonla Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi (bkz. Koç Üniversitesi) bünyesinde uluslararası ticaret hukuku konusunda çalışmalar yürütmek üzere kurulan NASAMER 2007 yılında faaliyete geçmiştir.
 
Resme ve müziğe de meraklı olan Arsel’in 1976’da başlayan amatör ressamlık uğraşı yaklaşık 25 yıl sürmüş, yaptığı resimlerden bir seçki 2009 yılında Çizgilerimdeki Çizgilerim! başlıklı kitapta toplanmıştır. Anıları 2012 yılında Ana Duası başlığıyla yayımlanan Arsel 18 Ocak 2014 tarihinde İstanbul’da vefat etmiş ve mal varlığının büyük bölümünü Vehbi Koç Vakfı’na bırakmıştır.

Abadan Unat, Nermin

2012 yılında eğitim alanında verilen Vehbi Koç Ödülü’nü alan siyaset bilimci.

İNCELE